{ "title": "Seyit Onbaşı", "image": "https://www.canakkalesavasi.gen.tr/images/seyit-onbasi.jpg", "date": "21.01.2024 22:57:08", "author": "Ataergin", "article": [ { "article": "
Seyit Onbaşı, Seyit Onbaşı, 1889 yılında Eylül ayında dünyaya gelmiştir. Havran İlçesi Çamlık (Manastır) köyünde yaşamıştır. Babasının adı Abdurrahman, annesinin adı, Emine olarak bilinmektedir. Seyit Onbaşı, 1909 yılında Nisan ayının başlarında askerliğine başlamıştır. 1912'de Balkan muharebelerine katılmıştır. Savaş bittikten sonra terhisi verilemedi ve topçu eri olarak Çanakkale Cephesi'nde göreve başlatıldı. Çanakkale Savaşları'nda göstermiş olduğu kahramanlıklarınla adını bir kez daha Türk tarihine yazılmıştır. 18 Mart Deniz Savaşı anında, Rumeli Mecidiye Tabyası'nda ayakta kalan tek top vardı ve onun da mermi kaldıran vinci bozulmuştur. Seyit Onbaşı büyük bir güçlükle 215 Okkalık olan bu ağır mermiyi üç kez tekrarlayarak namlunun ucuna sürerek bu kahramanlığınla Ocean gemisi büyük bir yara almıştı. Seyit Onbaşı 1918 sonbaharında köyüne dönerek, sanatı olan ormancılık ve kömürcülüğüne orada devam etmiştir. 1934 tarihinde yürürlüğe konulan soyadı yasası ile \"Çabuk\" soyadını almıştır. 1939 yılında hastalanarak akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle hayatını kaybetmiştir.

Seyit Onbaşının Yaptıkları

Çanakkale Savaşları'nda Deniz Savaşları yapılırken Seddü'l-bahir açıklarında olan düşman gemileri Morto Koyu ile Seddü'l-bahir tepesini sürekli bombardıman altına alarak Türk mukavemeti giderek azalmaya başlamışlardı. Kendilerini Allah'ın korumasına bırakıp Türk birlikleri şehitlik mertebesine ulaşmayı çok istediklerine, kaçmak yerine son çabalarına kadar mücadele etmişlerdir. Bu arada bir İngiliz gemisinden atılan büyük bir bomba Morto Koyu sırtlarındaki bir topçu birliğimizi toptan yok etmiştir. İçlerinde sadece Seyid Ali Çavuş sağ olarak kurtulmuştur. Çavuş etrafındaki gördüğü manzara karşısında duyduğu üzüntü ile dünyada eşi olmayan az görülebilecek bir olay gerçekleştirmiştir. Duyduğu üzüntü ve acı ile normalinde üç kişinin bile çok zor kaldırabileceği 257 kiloluk bombayı olduğu yerden tek başına kaldırdı, taşıdı ve topun namlusuna sürerek ateşlemiştir. Bu mermiyi göndereceği yeri biliyordu. Queen Elizabeth gemisinin bacasından içeri girerek gemiyi ortadan ikiye ayrılarak batmıştır. Bu olayda, 257 okkalık koca mermiyi kaldırmış ve doğaüstü gücünü göstermiştir.

Seyit Ali Onbaşı ile birçok menkıbeyi Mehmet İhsan Gençcan, eserlerinde şöyle dile getirmiştir

\"Ne hikmetse bataryada tek top ayakta kalırken, ama onun da vinci kırık olduğundan mermileri namluya bir türlü süremiyorlardı. Yüzbaşı Hilmi Bey, etrafında birilerinden yardım almak düşüncesiyle bataryadan uzaklaştığı esnada Niğdeli Ali ve Koca Seyit ümitsiz ve hayli perişan vaziyette ne yapacaklarını düşünüp duruyorlardı. \"Ulu ve yüce Allah'tan başka hiçbir güç kuvvet yoktur ki\", duasını Seyit'in ağzından nur tanesi gibi adete damla, damla dökülmeye başlamıştır. Seyit Ali, bu duayı defalarca üst, üste okumuştur. Bu Allah'a yalvarışı şüphesiz hiç kimsenin ettiği dualara benzemiyordu.

Aşk ile feryat etmesi ve 257 okkalık top mermisini kucaklayarak omuzuna alması birdenbire olmuştur. Demir basamakları tam üç kez inip çıkmıştır. Yanında bulunan Niğdeli Ali, Seyit'in göğsünden ve omuzundan gelen kemiklerinin çatırdamasını duymuştur. Hayret ediyor, dehşet içinde bakıyordu. Topun namlusuna sürülen üçüncü mermi ile savaşın kaderini bu şekilde değiştiren ve olay yaratmış oldu. İngilizler'e ait \"Ocean\" adlı zırhlı, bu merminin vuruşuyla korkunç yara almıştır. Aynı günde ve saatlerinde Çanakkale Boğazı Müstahkem Mevki Kumandanı Cevat Paşa, Ödül almıştır. Seyit'e onbaşılık rütbesini veren kumandandır.

Merminin bir defa daha kendi huzurunda kaldırmasını istemiştir. Bunun üzerine Seyit Onbaşı, Cevat Paşa'ya ardından şu cevabı verir; \"Ben bu mermileri kaldırırken kalbim, Allah'ın feyziyle doldu. Demiştir. Ancak bu kuvvetin sırrı olarak o anda bana gelen Allah'ın ihsan buyurduğu bir vergiydi dedi. Bu ağırlığı kaldıracak kadar bir rütbeye varmışsam bu duayla Allah'ın rızası ile olmuştur diye konuşmuştur. Ancak şimdi bunu kaldırmam mümkün değildir kumandanım\".
" } ] }