Çanakkale Savaşı, Türk askeri havacılık tarihi için oldukça önemli bir dönüm noktasıdır. Bu tarihe kadar bazı çalışmalar yapılmış, ancak yeterli sonuçlar alınamamıştır. Ayrıca bu savaşta Türk Milleti, havacılığın gelecek için ne kadar önemli olduğunu anlamıştır.

Çanakkale Savaşı'na gelmeden önce Osmanlı İmparatorluğu'nda havacılıkla ilgili gelişmelere bakmakta fayda vardır. Uçakların icadından kısa bir süre sonra bu araçlar, tehlikeli bir savaş makinesine dönüşmüştür. Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa, bu gelişmeleri yakından takip etmiş ve onun direktifleriyle 1911 yılında Osmanlı'da Genelkurmay bünyesinde bir askeri havacılık şubesi oluşturulmuştur. Bu, Türk askeri havacılık tarihinin başlangıcıdır. Mahmut Şevket Paşa, kendi maaşından bağışta bulunarak bir kampanya başlatmış ve bu kampanyaya başta Sultan Reşat olmak üzere donanma cemiyeti, subaylar ve bazı zenginler katılmıştır. Böylece Fransa'dan biri 25 beygirlik, diğeri 50 beygirlik iki uçak almak için gerekli olan para toplanmıştır. Yeşilköy Safra Düzlüğü'nde Kara Tayyare Mektebi ve Yeşilköy Feneri yakınlarında Deniz Tayyare Mektebi kurulmuştur.

Havacılık açısından böyle bir durum söz konusuyken, 2 Ağustos 1914 günü seferberlik ilan edilmiş ve Yeşilköy'de bulunan deniz uçaklarından ikisi İzmir'e, biri de Çanakkale Müstahkem Mevzi Komutanlığı'na verilmiştir.

25 Ağustos 1914 tarihinde Çanakkale Nara Meydanı'na konuşlandırılan Nieuport tipi deniz uçağı ile Deniz Yüzbaşı Savmi, Üsteğmen Fazıl ve Üsteğmen Cemal tarafından yapılan keşif uçuşlarıyla bölgedeki İngiliz ve Fransız gemi hareketleri izlenmeye başlanmıştır. Bu keşif uçuşlarıyla hem düşmanın gemi hareketleri hem de düşmanın sahip olduğu gemi tipleri hakkında detaylı bilgiye sahip olunmuştur.

18 Mart 1915 günü, pilotlarımız keşif raporlarını erkenden teslim etmiş ve boğaza giren düşman gemilerine topçu ateşi başlamıştır. Bu topçu ateşine, Ark Royal uçak gemisinden havalanan İngiliz uçakları da eşlik etmiştir.

Çanakkale Savaşı'nda kahraman pilotlarımız, keşif görevlerinin haricinde başka görevler de icra etmişlerdir. Düşmanın üstün hava gücünü kırmak maksadıyla, 18 düşman uçağının mevzi edildiği Bozcaada'daki meydana bir taarruz planlamışlardır. Ancak buradaki uçaklar keşif görevi için önceden havalandığından, düşman uçaklarıyla havada karşılaşılmıştır. Kısa bir hava muharebesinden sonra hasarsız bir şekilde meydana geri dönülmüştür.

Düşman kuvvetleri, bu olaydan esinlenerek bizim alanımıza saldırmışsa da, meydanda dağıtılarak saklanan uçaklarımız herhangi bir zarar görmemiştir.

Çanakkale Savaşı Hava Harekâtları, Türk ordusunun kara ve denizde olduğu gibi havada da kendisine verilen her türlü görevi büyük bir cesaretle yerine getirdiğini kanıtlamıştır.